Bir Tutam Aşk-Bennu Yar- Kitap yorumu
Ve son okuyup bitirdiğim, ayrıca bayıldığım kitapla karşınızdayım yeniden :)
Sanırım ağustos ayının en uzun kitabı da bu kitap olacak. İçeriğinden bahsetmeden önce kitabın dışına olan hayranlığımı dile getirmeliyim. Martı yayınları harika bir iş yapmış, kapak tasarımı, sayfalarının kenarının renkli-yemyeşil-olması, ki bu yeşilin manasını da kitabın içinden buram buram yükselen muhteşem tarçın kokusunun da sebebini kitabı okurken anlıyor ve daha da çok sarılıyorsunuz kitaba, "Beni al ve hemen OKU!" diye çığlıklar atarken bu kitap benim daha fazla dayanmama izin vermedi. 640 sayfalık bir kitap ama sakın gözünüz korkmasın ben iki günde bitirdim. Ayrıca aldıktan sonra bir süre erteledim çünkü içini açıp da yazı puntosunu görünce bir an ürktüm. yazı puntosu biraz küçük, ama siz benim yaptığımı yapıp ertelemeyin! Bekletmeyin! Çünkü okurken konuya öyle bir kapılıp gidiyorsunuz ki "aa ben ne zaman 402. sayfaya geldim amaa...nasıl yani sabah mı olmuş?!" diye şaşıracaksınız.
Kitabın yazı puntosunun küçüklüğünün olumsuzluğunu en çok Kerem karakterinin ağzından yazılanları okurken yaşadım. Bunu söylemezsem olmaz, keşke italik olmasaydı dedim, ama yine de bu kitabı satır satır okuyup sevmeme ve bitirmeme engel olmadı. Ayrıca kitapta başka karakterler de var, bir Zeyno'nun bir Kerem'in ağzından okusanız da olayları, diğer karakterler de oldukça sevimli :)
İçeriğine gelirsem,
Eskişehir'de yaşayan -kendi şehrimi okuyunca daha mı çok sevdim ne?!- ve ailesinin isteklerine göre hareket edip, onların istediği okulu okuyan 25'inde bir Zeyno'muz var. Garibim Zeynom hiç istemediği Hukuk'u okuduktan sonra çalışmaz ve evde olduğu süre boyunca mutfakta kendini geliştirir, bakar ki bu yemek yapma işi çok keyifli hatta büyü yapmak gibi, kendi birikimi ile İstanbul'daki Mutfak Sanatları Akademisi'ne başvurur ve kabul edilir. Ailesi yanından ayırmak istemediği için ve o nasıl bir bağdır ki kızının resmen turşusunu kurmakla salamuraya yatırmak arasında kararsız kalmış olan ailesinin karşısına dikilir Zeyno, onları ikna eder ve İstanbul'da yepyeni bir yaşama adım atar.
Amerika'da ailesi ile kurulu düzeni bulunan ve Türkiye-İtalya-Amerika'da restoran zincirine sahip olan genç işadamımız Kerem Şef, abisinin ve ailesinin diretmeleri ile İstanbul'daki restoranın başına geçmek üzere aynı zamanlarda Türkiye'ye gelir, yeni hayatına adım atar.
Aşk tesadüfleri severdi zaten, değil mi?
İşte yaralı ama yıkılmadım ayaktayım mesajı veren gayretli ama fazlaca sakar ve acemi şef adayı Zeyno'nun, işkolik, mutfakta zorba, dışarıda bambaşka olan Kerem Şef ile karşılaşması da tesadüflerle olur.
Sonra....
Sonrasını siz okuyup yaşayın :)
Yaşayın diyorum çünkü ben yaşayarak okudum kitabı.
Sinir bozucu, saçma, güvensiz kıskançlıklar, pamuk ipliğine bağlı gibi duran bir ilişki ya da mantıksızlık yoktu hiç. Karakterler o kadar bizden, o kadar hayattandı ki bir an yaşanmış mı acaba diye düşünmeden edemedim. Gerçekçiydi fazlasıyla ve bu kitabı sevdiklerim arasında daha üst sıralara taşımama sebep oldu.
Ayrıca bir not: 640 sayfa olsa da kitap, Zeyno ile Kerem'in, Alp ile Derya'nın, İrem ile Erkan'ın hikayeleri burada bitmiyor. Bu ay piyasaya sürülmesi planlanan ve bugün gördüğüme göre ayraçları hazır olan ikinci kitap "Bir Tutam Mutluluk" var sırada.
Çıkar çıkmaz ilk alacağım kitaplardan biri oldu.
Ben sevdim, dilerim sizler de seversiniz. İçinizi rahat ettirecek, sizi bolca gülümsetip, bazen kahkaha attırıp, düşünüp kendinizi, hayatınızı yargılatacak, mutlu edecek ve hiç üşenmeden günün hangi saati olduğu fark etmeden bir tepsi "Tarçınlı kurabiye" yaptıracak, ve okudukça iştihanızı, mutfağa bakışınızı değiştirecek bir kitap arıyorsanız...kaçırmayın, bekletmeyin, alın ve okuyun :)
Yorumlar
Yorum Gönder